-
1 rüya görmek
төш күрү -
2 rüya görmek
v. dream* * *dream -
3 rüya görmek
xewn dîtin -
4 rüya\ görmek
ви́деть сны -
5 rüya görmek
to dream, to have a dream -
6 rüya
rüya [ryːjaː] Traum m;rüya görmek einen Traum haben, träumen;-in rüyalarına giriyor jemandem träumt von;-in rüyası çıkmak Traum sich erfüllen;-i rüyasında görmek träumen von;-i rüyasında (bile) görememek nicht einmal im Traum daran denken;-i rüyasında görse hayra yormamak sich D in den kühnsten Träumen nicht vorstellen können;seni rüyamda gördüm mir träumte von dir -
7 rüya
-
8 rüya
сон, мечта́, грёзыrüyasına girmek — присни́ться кому
rüya sında görememek — не быть спосо́бным вспо́мнить что
rüya görmek — а) ви́деть сон; б) перен. гре́зить, мечта́ть
- ı rüya (sın)da görmek — ви́деть во сне, сни́ться
-
9 rüya
dream. -sı çıkmak for one´s dream to come true/become a reality. - gibi dreamlike, very beautiful. -sında görmek /ı/ to see (someone, something) in one´s dreams, dream of (someone, something). - görmek to have a dream, dream. -sında görse hayra yormazdı. colloq. He would never even have dreamt of such a wonderful thing happening to him. -sını tabir etmek /ın/ to interpret (someone´s) dream. -
10 düş görmek
-
11 düş
См. также в других словарях:
düş görmek — rüya görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâbus görmek — 1) korkulu rüya görmek 2) büyük sıkıntı, korku duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çaylamak — ruya görmek, uykuda hezeyan söylemek, düş görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kifayetsizlik — is., ği Yetersizlik Bir parça da karaciğer kifayetsizliği yardımıyla üzerime çöken ağır uykularda rüya görmek itiyadını kaybetmişimdir. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâbus basmak (veya çökmek) — 1) kötü rüya görmek 2) büyük sıkıntı, korku duymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSTİHARE — Tefe ül. Sual sorup cevap istemek. * Hayırlı olmayı istemek. * Hayran olmak, şaşmak, taaccüb etmek. * Bir işin hayırlı olup olmıyacağı niyetiyle abdest alıp, dua edip rüya görmek üzere uykuya yatma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düş — is. 1) Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya Dadaloğlu m, sevdası var başımda / Gündüz hayalimde, gece düşümde. Dadaloğlu 2) mec. Gerçek olmayan şey, imge, hayal 3) mec. Gerçekleşmesi istenen şey, umut Birleşik Sözler düş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâbus — is., Ar. kābūs 1) Karabasan Kâbus ile rüya arasındaki farkı bilirim. Ö. Seyfettin 2) sf. Acı, sıkıntı, korku veren (olay) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük